27 Kasım 2015 Cuma

KAYSERİNİN YEŞİLHİSAR İLÇESİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ SAYGI DEĞER HOCAM MEHMET ERBİL'DEN DAMAKLARA TAT BİR YAZI . KENDİSİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

GÖNÜLLERDE YAŞAMAK
                “Yaşamak nedir? “ deseler o kadar farklı cevaplar verilir ki…
                Kimine göre nefes alıp vermek, kimine göre huzur içinde olmak, kimine göre de sevdikleriyle birlikte bir arada bulunmaktır… Daha neler  neler… Tabii bunlar dünyayı hedefleyenler için. İlahî olarak bakıldığı zaman ise kendi benliğini yok edip Cenâb-ı Allah’ın benliğinde buluşmaktır. Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Fuzuli… gibi.
                Fuzuli, yaratanı öyle bir tutkuyla sever ki hiç usanmaz:
                “ Fuzuli rind-i şeydadır, hemişe halka rüsvadır.
                Sorun kim bu ne sevdadır, bu sevdadan usanmaz mı? “ dedirtir.
                Mevlana: “Ne olursan ol yine gel, yine gel
                                     İster Mecusi, ister putperest
                                     İster yüz bin kere  bozmuş olsan da tövbeni
                                     Yine gel, yine gel…” demektedir.
                Yunus Emre “ Beni bende demen bende değilim bir ben vardır bende benden içeri” diyerek içindeki “ben” ile Rabb’ine duyduğu aşkı belirtir. Bu duygulardan hareketle
                “ Ne varlığa sevinirim
                Ne yokluğa yerinirim
                  Aşkın ile avunurum
                Bana seni gerek seni” nidalarıyla yüce varlığı arar.
                Bu düşünceler saymakla bitmez…
                Bir de dünya için yaşamayı hedefleyenler vardır. Cahit Sıtkı Tarancı:
                “……..
                -Pervam yok verdiğin elemden:
                Her mihnet kabulüm, yeter ki
                Gün eksilmesin penceremden!” demektedir.
                Kimine göre “Yaşamak direnmektir. Hem de gecenin zifiri karanlığında dişe diş, inata inat; bir beyaz çiçek gibi, bir nazenin çocuk gibi özgürlüğün tadına vararak…”
                Kimine göre yaşamak: Ölümüne direnmektir. Ömrün zindanlarda geçse bile…
                Kimine göre yaşamak : “Gecenin tüm karanlığına rağmen buğulu bir cama güneşi çizebilmektir.”
                Bazılarına göre ise kimsesiz çocuklarına kol-kanat gerebilmek için hayata tutunmaktır.
                Fakat ben gönüllerde yaşamayı ve gönlümde yaşatmayı tercih edenlerdenim. Böyle olursa bütün yaratılanlara saygı duyarız. Yaratılanları yaratandan ötürü severiz. Bu duygularla çevremize bakar, onlarında duygularıyla hemhal oluruz.

Gönülde yaşamak isteyenlere  gönül dolusu sevgilerle… 

                                                 Mehmet ERBİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder