17 Kasım 2014 Pazartesi

OZAN ARİF
























Sürgün 
Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş, 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 
Aklımıza gelir miydi hiç gardaş?
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Aynı aşkla dolu idi içimiz,
 
Bu vatanı sevmek idi suçumuz,
 
Bir kaderin kurbanıyız üçümüz,
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Yıllar oldu onu yolcu edeli,
 
Sen hapise ben sürgüne gideli,
 
Demek buymuş bu sevdanın bedeli,
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

O çiçekti hain eller kuruttu,
 
Şehid edip omuzlarda yürüttü,
 
Seni zindan beni gurbet çürüttü
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Kendimden çok size gönlüm üzülür,
 
Sofralarda elim kolum çözülür,
 
Lokma gelir boğazıma dizilir,
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

O şehittir ‘şehit’ diye anayım,
 
Lakin sana çarem yok ki sunayım,
 
Sen bana yan ben de sana yanayım,
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Mümkün değil bu düzenle barışmak,
 
Bize düşen aynı yolda yarışmak,
 
Ahrete mi kaldı gardaş görüşmek
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Kader hala bize böyle bağ olsun,
 
Düşmanların yürekleri yağ olsun,
 
Ne yapalım vatan millet sağ olsun
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
 

Arif der ki bu çileler bu ahlar,
 
Belki bize bu çilede felah var,
 
Kul bilmesin bizi bilen ALLAH var,
 
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün...

Ozan Arif

(ANTOLOJİ.COM)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder